Birecik Ağzı Deyimler, Atasözleri 01 Mayıs 2023, 15:24
Birecik, ilçede konuşulan Türkçe ile de önemli konumdadır. Tarihçi İlber Ortaylı Birecik'te konuşulan Türkçe'nin saf Oğuz Türkçesi olduğunu belirtmiştir,
Birecik ağzının öne çıkan özellikleri şunlardır:
- Şimdiki zaman eki olarak "-yor" eki yerine "-y" eki kullanılır.
Örnek: geliyor--> geliy, gidiyor--> gidiy, okuyor --> okuy, yapıyor--> yapıy, vuruyor--> vuruy,
- 1. Çoğul Şahıs eki olarak "-ik,-ık" kullanılır.
Örnek: geliyoruz--> geliyik, gidiyoruz--> gidiyik, okuyoruz --> okuyık, yapıyoruz--> yapıyık, vuruyoruz--> vuruyık
- Bazı kullanımlarda ünlü daralması görülmez.
Örnek: yapmıyorlar mı? --> yapmaylar mı?, gitmiyorlar mı? --> gitmeyler mi?, gelmiyorlar mı? --> gelmeyler mi?
- Bazı sözcüklerin farklı kullanımları vardır.
Sıfat Örnek: yeni --> yengi,
Zamir Örnek: kendileri --> genler, bana --> bene, sana --> sene
- gıcık ve kasıt anlamında kullanılan "karez"
Örnek: "bene karezin mi var?", "karezine yapıysın."
Birecik’e Özgü Deyimler ve Atasözleri
A
Adam içine çıkmak :Sosyal olmak . İçine kapanık kendi halinde insanlara “adam içine çık” denir
Adam sırasına girmek :Toplumda yeri olmak.
Adama dönmek :Düzelmek, üstü başı düzenli ve temiz olmak.
Ağacın kölgesinin gendine olması :Sadece kendine faydası dokunanlar için söylenir.
Ağırlık altın kal’a, hafiflik başa bela :Ciddilik o kadar kıymetlidir ki kale kadar altınla bile tartılamaz, samimiyetsizlik ve umursamazlık ise kişinin başına dert açar..
Ağır daşın yerinde kalması :Kendi alanında saygınlığı olan birinin mevcut durumunu hiçe sayarak başka şeylere heves etmemesi.
Ağız egmek : İçinden gelmediği halde, menfaati nedeniyle bir başkasına karşı alttan almak. Onun hoşuna giden şeyler söylemek ve onun her söylediğini kabul etmek.
Ağrımaz başını ağrıya sokmak : Durduk yerde başını belaya sokmak.
Ağzı çiriş çanağına dönmek : Ağzı kuruyup acılaşmak.
Ağzı pis : Küfürbaz.
Ahrezin dilinden sahibi anlar : Bir işin nasıl yapılması gerektiğini, o işin ustası daha iyi bilir. Aile içinde ya da arkadaş çevresinde yakın olanlar birbirlerinin derdini, ne demek istediğini kolayca anlarlar.
Aklın basmaz : Senin aklın ermez.
Allah sonlarını getirsin :Yeni evlenenler için “mutlu bir hayat sürsünler” anlamında söylenir.
Allem etmek kallem etmek : Bir şeyi gerçekleştirmek için her türlü yola başvurmak.
Altı kalaylı, üstü vayvaylı : Dıştan gösterişli ama içi kof anlamında kullanır.
Anasına bakıp danasını al : Aile büyüğünün huy ve alışkanlıklarına bakarak, çocukları hakkında karar vermek.
Anasını eşek kovalasın : Çok uğraştıran ve yoran bir kimse ya da bir iş için bıkkınlık duyulması karşısında verilen tepki.
Anası sarımsak, babası soğan : Bir kimsenin değersizliği anlatılmak istediğinde denir; kim olduğu belli değil asaletsiz anlamındadır.
Amel olmak : İshal olmak.
Araba ayaklamak : Birini araba çarpması.
Asbabını soymak : Elbiselerini çıkarıp değiştirmek.
Aşık atmak : Toplumda yeri olan başka birisiyle denk hareket etmeye, ona benzemeye çalışmak.
Ataş almaya mı geldin? : Nereye gidiyorsun, daha yeni geldin?
Attan inip eşeğe binmek : Bulunduğu seviyeden daha aşağıya inmek.
Ayağı daşa değmek : Yapacağı bir işte farkında olmadan zarara uğramak.
Ayağı yanmış it gibi gezinmek : Devamlı ortada dolaşıp, amaçsızca gezinmek.
B
Babanın körüne rahmet : Teşekkür sözü.
Bal alacak çiçeği bilmek : İnsanın menfaatinin nerde olduğunu bilmesi.
Barut gibi : Çok kızgın ve sinirli.
Baş belirsiz, meydan ıssız : Karışıklık, meydanın boş bulunması, sahipsizlik.
Başın göl ayağın sel : Bir insana serbest olduğunun, istediğini yapıp istediği yere gidebileceğinin imalı bir şekilde söylenmesi.
Başı debeng olmak : Başı çok ağrımak.
Başımı mıhımı yisin : Birinden bir şey istendiğinde, o şeyin kendisinde olmadığını daha inandırıcı bir şekilde belirtmek için söylediği söz.
Başını mıhını yisin : Birisinden bir şey istendiğinde, vermediği zaman ona söylenen ya da çok malı mülkü olan ancak etrafına faydası olmayan kişileri küçültücü söz.
Başına benim kadar taş düşsün :Birisiyle çok uğraşılıp sinirlendirilirse verilen tepkili cevap.
Baş göz etmek : Evlendirmek.
Başının mekiri olmak : Birini sık sık rahatsız etmek, başına bela olmak.
Bedeni dam loğu gibi olmak : Hiçbir şeyi umursamadığından dolayı, yan gelip yatan ve dengesizce şişmanlayan kişiler için söylenir.
Bedenine dam loğu değmek : İri görünmesine rağmen, elinden iş gelmeyen kimselere söylenir.
Beden marazı : Hiçbir işe yaramayan tembel insanlar için söylenir.
Beleş olsun da deve tepiği olsun : Bedavadan gelen her şey hoştur.
Beli bükülmek : Gerçekleşen beklenmedik bir olay karşısında birinin çaresizlik içinde kalması.
Bellemeye gitmek : Yeni evlenmiş, doğum yapmış, ev almış, askerden gelmiş vb. birini ziyaret etmek. (Ev belleme , asker belleme,hasta, nefse belleme gibi)
Beynine girmek : Kafasına sokmak.
Bir köynek(gömlek) dışarı : Birbirine daha yakın olan kişilerin, bir başkası ile kendileri arasına koydukları mesafeyi ve farklılıklarını belirtmek için o kişi hakkında kullandıkları söz.
Bir tevir olmak : Değişik ve alışılmadık bir hale düşme, bozulmak..
Bir mıhı eksik olmak : Delidolu kişilere denir. Kafasında birkaç çivi eksik manasında.
Bir gömlek fazla eskitmiş olmak : Daha tecrübeli, daha bilgili olmak.
Boşa koysan dolmaz, doluya koysan almaz : Bir konuda, çözüm yolu bulunamadığında söylenir.
Bu nişe bu şerbete hiç uyar mı? : Yapıları ve özellikleri birbirinden çok ayrı iki şeyi birleştirmek olumsuz sonuç doğurabilir.
Bu abdestle çok namaz kılınır : Bu yapılan işin etkisi uzun süre devam eder.
C
Cafcafından geçilmemek : Gösterişi seven insanlar için söylenir.
Camekan çocuğu : Çıtkırıldım ve çok kibar kişiler için söylenir.
Ciğerini okumak : Aklından geçeni bilmek.
Ç
Çalma kapıyı Çalarlar kapını : Başkasına kötülük edenin başına aynısı gelir anlamında bir deyim.
Çeften çıkmış kabuğunu beğenmez : Büyüklerini küçümseyen, arlanan kişiye söylenir.
Çenen Çekile : Çok konuşan kişiye kızgınlıkla söylenen söz.
Çenesi düşük : Geveze, boş konuşan kişi.
Çerçinin çağırdığına değil de eşeğin bağırdığına inanmak: Doğru söyleyen kişilere değil de inanılmaması gereken şeye inanmak.
Çeyizsiz kız anası gibi dolanmak : Amaçsızca , ne yapacağını bilmeden ortalıkta dolaşmak
Çıranın şulesi dibine vurmaz : Çevresine faydası dokunmaya insanlar için söylenir.
Çırnaklamak : Birinin yüzünü ya da herhangi bir yerini tırnaklarla yaralamak.
Çiğ yimedimki karnım ağrısın : Bir suçlama karşısında içinin rahat olduğunu belirtmek.
Çimdik atmak : Birinin vücudunun herhangi bir yerini bir yerini baş ve işaret parmağını birleştirerek sıkmak.
D
Daldada durmak : Korunmak için gölgeye veya birine sığınmak.
Dam Loğlamak : Toprak damları “loğ” denen taş silindirle düzlemek.
Danayı besle anayı Tanımasın : Büyüt yetiştir, sonra vefasız olsun.
Daş yuvarlanır düzde durur: Yaramaz bir insan bile bir gün olur uslu olur.
Densizlerin Damı Yıkıla da Altında Kalasan : Lüzumsuz bir söz söyleyen ya da iş yapan kişiye söylenir.
Delinin eline Degnek vermek : Kötülük yapmak için bahane yaratmak
Dert Tutmamak : Herhangi birine kötü bir şey olmaz manasında.
Dilim el legenine tökülsün : Kendisinin söylediği iddia edilen kötü bir sözü söylemediğini belirtmek için verilen yemin.
Dille düğümlenen dişle açılmaz : Bir sözle yapılan hatanın, başka bir şekilde düzeltilmesinin zor olması.
Dıbık olmak : Şekerli veya yapışkan bir şeyle elin, üstün başın vs. kirlenmesi.
Dışı eli içi beni yakar : Dışardan bakıldığında imrenilen bir şeyin aslında hiç de öyle olmadığını belirtmek için söylenen söz.
Dibi görünmeyen tastan su içme : Sonucunun nasıl olacağını bilmediğin işe girişme.
Dilenci değneğine dönmek : Çok zayıflamak, bir deri bir kemik kalmak.
Diline kıl dolaşmaz : Güzel konuşan insan.
Dilin kira mı istiyor : Birinin ağzından zorla laf almaya çalışırken söylenir.
Dombalak aşmak : Takla atmak.
Duz ekmek olmak : Samimi ve yakın olmak.
E
Ekin iti gibi : Herkese yukarıdan bakanlar için söylenir.
Ekmek Bedirin, Su Hıdırın Yiyin için kudurun : Ekmek elden su gölden deyiminin bir başka şekli. Rahat yaşantı ve beleşe alışan insanlara söylenir.
El atmak : Bir işe karışmak, bir işe girişmek.
Eli bayraklı : Kavgacı , her an kavgaya hazır, edepsiz.
Eli işte gözü oynaşta : Yapılması gereken bir işle uğraşırken aynı anda gereksiz bir şeyle meşgul olunması halinde söylenir..
Elin ağzı torba değil ki büzesin : Başkaları senin hakkında dedikodu yapabilir, ne yaparsan yap, bunla başa çıkamazsın.
El eyisi ev delisi : Herkese yardım ve iyilik yapıp, kendi ailesine karşı hayrı dokunmayan kişilere denir.
Eli Ağzına Ancak Yetmek : Geçimini zar zor sağlayan kişilere denir.
Eşek coru : Evlenme çağına gelmiş gencin, ailesiyle yaptığı evlenme sohbeti.
Eşeğin büyüğü ahırda : Asıl korkulan olayın daha olmadığını belirten deyim.
Erzi kırık : Utanmaz, arlanmaz ,sıkılmaz. Ancak çoğu zaman yaşlılar küçükleri severken onların sevimliliğini anlatmak için kullanırlar.
Evim şen oldu : İnsanın başına kötü bir olay, felaket gelince edilen feryat.
Eyeği batmak : Kaburganın incinerek ağrıması.
Eli yatmak : Eli bir işe yatkın olmak.
Elifi elifine : Tam, eksiksiz.
Elini kolunu bağlamak : Bir kimseyi iş yapamaz duruma getirmek.
Elini veren kolunu alamaz : Birinin bir kimseden gördüğü yardımdan sonra daha büyüklerini istemesi. (Yüz verip, astar istemek)
Evi gösteren sıvak, gelini gösteren duvak : Dış görünüşe verilen önemi gösteren deyim.
Elli birinci gecede kelle bişirir : Bir kimsenin vefatının elli birinci gecesi için kelle-paça pişirip dağıtma adeti; zarar görmesine sevinilen bir insan için de söylenir.
F
Frenk balcanı gibi kızarmak: Çok utanmak, pek sıkılmak.
Frenk suyu çıkarmak : Domates salçası yapmak.
Fırıldak çevirmek : Dalavereli işler becermek.
Fırrıkını Çıkartmak : Bir işi çok karıştırıp abartmak.
G
Gâvur orucu gibi uzamak : Bir işin gereğinden fazla uzaması.
Gişioğlunun boğazının boğumlu olması : Belli bir seviyeye çıkmış insanların epeyce düşündükten sonra söz söylemeleri.
Gişinin dışının pıçak kimi sert, içinin pendir gibi yumuşak olması : Büyüklüğün gereği merhamete layık kimselere merhamet duymaktır.
Gitti ağalar paşalar, itlere kaldı köşeler : Değerli kimselerin gittiği anlatılır.
Geçi gibi olmak : İnatçı, burnu büyük.
Gezen ayağa bok bulaşır : İşi olmadığı halde çok dolaşan, her yere girip çıkan insanların başının derde gireceğini belirten söz.
Göbeği beraber kesilmiş Olmak : Her işi birlikte yapanlar için söylenir.
Göbeği çatlamak : Çok çalışmak.
Gözüne patlama inmek : Önünde olan bir şeyi göremeyecek kadar dalgın olmak...
Gözü keşermek : Çok aleni bir şeyi görmekte zorlanan insanlara denir.
Gözünün ağı fazla : Kişilik bozukluğunun nedenini o insanın bakışındaki anormalliğe bağlayan söz.
H
Ha Hoca Ali, ha Ali Hoca : Bir şeyin şekilce farklı görüldüğü halde aslında aynı olduğu anlatılır.
Hafif : Ağır başlı olamayan.
Haftirenk gibi : Karmakarışık.
Halep iti gibi yan yana söylenir : Aşağılamak için söylenir.
Hamam yolu etmek : Bire yere çok sık gidip gelmek.
Hanası hırtış kalmak : Evi ve işyeri virane halde durmak.
Hanegin uluğu : Saçma sapan söz.
Hançerken kılıç olmak : Küçükken büyümek, güçlenmek.
Haspeli aş gibi kızdırıp kızdırıp getirmek : Gereksiz bir sözü insanı bıktıracak şekilde sık sık söylemek.
Havara daş gibi erimek: Sebepsiz yere aniden iflas etmek.
Havlayan itin ısırmaz : Çok gürültü çıkarılan hadisede herhangi bir değer yoktur.
Her aşın kaşığı : Her şeye burnunu sokan.
Her küfteye bahteniz olmak : Kişinin gerekmediği halde, başkalarının işine karışması.
Helliki çıkmak : Çok yorulmak dermanı kalmamak.
Hış olmak : Çok yorulmak, bitkin düşmek.
Hış yastıktan beter olmak : Çok darbe almak.
Hık mık etmek : Bir işten kaçmak için bahaneler ileri sürmek ya da sorulan soruya belirsiz cevaplar vermek.
I
Icığını cıcığını çıkarmak : Didik didik etmek.
Issız eve it girer gibi : Sessizce, görünmeden.
İ
İçi gitmek : Sonuç fena olacak diye üzülmek.
İçi götürmemek : Dayanamamak.
İdara kimin yanmak : Işığın ya da ateşin zayıf olması.
İflahı kesilmek : Yorulmaki güç durumda kalmak.
İki habbe kalmak : Az kaldı.
İntile olmak : Yenilen bir şeyden dolayı hıçkırırken ağzın kötü koku salgılaması.
İti an değneği hazırla : Kötü bir insandan bahsederken çıkagelmesi.
İt damarı tutmak : İnsanlara zararlı yanları kabarmak.
İskele somunu gibi : İri yarı ve gürbüz insanlar için yapılan bir benzetme.
İçinden kan gitmek : Belli etmediği halde çok üzülmek.
İçini kurt yemek : Devamlı bir endişe için de bulunmak.
İt kıranı kimin : Çok sayıda.
İtin ağzına kemik atmak : Karşı gelen birini çıkar sağlayarak susturmak.
K
Kaçmaktan kovalamaya vakti olmamak : Çok önemli işler yapmaktan az önemli işlerde uğraşamamak.
Kafasına Yatmak : Söylenen sözü makul bulmak, kabul etmek.
Kanbur kambur üstüne : Aksiliğin arka arkaya gelmesi.
Kan beynine sıçramak : Çok sinirlenmek.
Karyere get yanıyanı yere get : Birisine çok kızıldığı zaman söylenen beddua.
Kel dağa oduna gitmek : Hasan dağına oduna gitmek sözünden kinaye ; olmayacak işe girişmek.
Kandilin yağı tükenmek : Ömrün sona ermesi.
Kantara vurmak : İyi hesaplamak.
Kapıda kalmak : Evde kalmak.
Kapıyı döğ cevabı al : Şaka yapılan ya da kızdırılan birisinden gerekli cevabı almak.
Kareçi kızından hatun olmaz, olursa da huyundan vazgeçmez : Huylu huyundan vazgeçmez.
Karnından söylemek :Uydurmak.
Kavun karpuz yata yata büyür :Tembel insanları eleştirmek için söylenir.
Kazı Mığarası kimin : Çok soğuk.
Kendi bohçada, sesi bahçada : Kendisi küçük ama gürültüsü çok anlamında.
Kaşı gözüne yakın, kendini ondan sakın : Bakışı beğenilmeyen insanlar için denir.
Keçelaynak havada : Baharın ilk günleri için denir.
Keçelaynağı havada görmek: Çok gezenler için denir.
Keçelaynak havada iken : Havalar henüz soğumadan.
Kendine yedirememek : Kendisine yapılan kötü bir davranışı iyi karşılamamak.
Kendini dirhem dirhem satmak : Pek nazlı davranmak.
Kıyıh batırmak : İstemediği işi birine yaptırmak, zorlamak.
Kırneş gibi ısırmak : Hiç beklenilmeyen anda zarar vermek.
Kırneş benim nişanlım : Hiç bir şeyin çekinmeye gerek olmadığını belirtmek için kullanılır.
Kör zimin olum : Yemin sözü.
Kuddümü basmak : Uğursuz gelmek.
Kurutmak : Bir şeyi arayıp bulmamak.
Kurban olduğum zahter, her dağda bitersin : Her işe burnunu sokanlar için söylenir.
Kuş tağası gibi ev : Küçük ev ( Eski evlerde, odaların köşelerine kuşların yuva yapması için yapılmış bölmeye kuş tağası denir.)
Kıran gire(geçe), Kıran süpüre : Bir topluluğa edilen beddua.
Köpeksiz köyde eli deyneksiz gezmek : Alanı boş bulmuş, istediği gibi davranıyor.
Kör var, gözlü var : Zevksiz, seçmede beceriksiz.
Kös kös oturmak : İşi gücü olmadan boş boş oturmak.
Kucağında oturup sakalını yolmak : İyilik yapmak karşılığında kötülük görmek.
Kukumav gibi düşünüp Durmak : Büyük bir üzüntü içinde olmak.
Kulağını küçükken kesmek: Ne mal olduğunu eskiden beri bilmek.
Kulpuna yapışmak : Bir işi yapmanın yolunu bulmak.
Küller Başına Kona : Birisini ayıplamak için söylenen söz. Bazen “küller başına kona da elene” şeklinde söylenir. Kimi zaman kadınlar tarafından sadece “külleeeer” şeklinde e harfi uzatılarak söylenir.
L
Lafı ağzında kalmak : Söyleyeceğini bitirmemek.
Lami cimi yok : “Karşı gelmeye yer yok, kesin” anlamında.
Le’le’a gibi kızarmak : Çok kızarmak (Lale gibi kızarmak) .
Lök gibi oturmak : Bir yere çevresini rahatsız ederek kabaca oturanlar için söylenir.
M
Mabal atmak : Yemin vermek.
Mabalını almak : Günahını almak.
Mabalını it alsın : Günahını it alsın.
Mamaç gibi adam : Düzensiz ve kendisine bakmayan adam.
Marsıman ayısı gibi : Ebleh ebleh bakınmak.
Metelik gözüne divan sinisi görünmek : Çok muhtaç durumda olmak.
Mıkıyat olmak : Göz kulak olmak, sahip çıkmak.
Mıraz Almak : Başka birinin düştüğü kötü duruma içten içe sevinmek
Misafir seven ataşı bol yakar : Misafir seven kimse hiçbir fedakarlıktan çekinmez.
Mumlu davetiye beklemek: Fazla nazlanmak, gereksiz yere kendini naza çekmek.
N
Ne gülerki gülersin, ne ağlarki ağlarsın : Çok durgun insanlar için söylenir.
Ne ölü görmüş ağlamış ne düğün görmüş oynamış: Yol yordam bilmez; dünyadan habersiz; uyumsuzluğu belirtir.
Ne yer, ne yedirir, tükürür, murdar eder : Ne kendisi faydalanır, ne başkasının faydalanmasını ister.
Ne kadar eğilirsen , o kadar sırtına basılması : Ne kadar taviz verilirse, daha fazlasının isteneceği.
Ö
Öleceğim, sağ yanım yere gelecek : İnandırmak için söylenir.
Önü kavurga kavuruyor,arkası harman savuruyor : Bir yandan çok sıcak, bir yandan da çok soğuk arasında kalanlar için söylenir.
Önüne daş koymak : Yapılacak bir işi engellemek.
Ölüyü kendi haline bırakırsan, tabutu pislik doldurur :Denetim ve teftişin ehemmiyetini anlatmak için denir.
Ölü görüp ağlamak, düğün görüp oynamak : Her zemine ayak uydurmak, uyumluluk.
P
Paçasını çekecek hali olmamak : Çok beceriksiz olmak.
Papaza dönmek : Saçı sakalı birbirine karışmak.
Para kırmak : Çok para kazanmak.
Parmağını yaranın üzerine basmak : Bir şeyin gerçek sebebini göstermek.
Pers olmak : Vücudunun herhangi bir yerine şiddetli darbe alarak sarsılmak.
Persengini bozmamak : Aldırış bile etmemek.
Pisige pisliğin ilaç olacak demişler, eşmiş yere gömmüş : Kimseye iyiliği dokunmayan için söylenir.
Pisigi Mumbardan Bağlamak: İşini sağlama aldığını zannetmek, ama aslında kendini kandırmak.
Püfke lo püfke : Biraz daha gayret.
S
Sahipli itin ısırması : Kendisine destek verileceğini bilen kimselerin daha cüretkar olması.
Sağ elinin verdiğini sol elinin görmemesi : Yapılan bir iyiliğin bilinmemesi anlamında.
Sekeline (sakalına) gülmek : Menfaat için birisinin yüzüne gülünmesi.
Sıçan olmadan çuval delmeye kalkmak : Boyundan büyük işlere girişmek.
Sille vurmak : Tokat atmak.
Sakalı değirmende ağartmamak : Boş yere ömür sürmemiş olmak, bir çok şeyleri bilmek.
Seninki can benimki balcan mı? : Sen benden daha mı üstünsün?
Sofunun soğan yiyip kabuğunu bırakması : Kendini olduğundan başka türlü gösteren insanları tasvir için denir.
Sana kıyıh mı batırdık :Karşıdakine hiçbir zararın verilmediğini anlatmada kullanılır.
Sınıf olmak : Akşamleyin ustanın çıraklarını serbest bırakması.
Sipsivri kalmak : Yalnız kalmak.
Soyhanda silebinde kalsın : Bir tür beddua. Ölesin anlamına gelir.
Suratı sallık olmak : Asık suratlı olmak.
Suya balcan düşmeden : Yaz gelmeden, ortalık ısınmadan.
Suyuna tirit : Baştan savma.
Suyu başından kesmek : Bir işi başından halletmek.
Suyuna gitmek : Bir kimseyi gücendirmeyecek şekilde davranmak .
Südlü sahanı gibi dizilmek: Hiç gerekmediği halde, aşırı şekilde disiplinli davrananlar için denir.
Ş
Şahtı, şahbaz oldu : Başına gelen bir olaydan sonra daha da kötülemek.
Şaşı bakmak : Bir hadiseyi birbirine ters şekilde yorumlayıp, ikiyüzlülük göstermek.
Şamdibeyin çocuğu olmak : Fazla şımarık olup, ona buna emir veren kimse, haddini bilmeyen insan.
Şeşi beş görmek : Yanlış görmek.
Şeytanın ard ayağı : Çok zeki ve afacan çocuklar için söylenir.
Şeytanları başına toplamak: Çok kurnaz olanları anlatmada kullanılır.
Şıhın kerâmeti kendinden menkul : Büyük işler becerdiğini söyleyen birine inanılmadığını anlatır.
T
Tahtil fıranc etmek : Altını üstüne getirmek.
Tas delik sahan delik…….da gitti üstelik : İnsanın çok kötü duruma düştükten sonra bile hala kaybedilmemesi gereken önemli şeylerin olduğunu hatırlatan bir deyim.
Tavuğuna kışt, itine höşt demek : Çok değersiz bahaneyle geçimsizlik göstermek; münakaşa veya kavga çıkarmak.
Terezi var tahtı var, herşeyin bir vahtı var : Her şeyin bir zamanı vardır.
Y
Yaralı barmaga işemez : Menfaati olmayan hiçbir işe girmez.
Yarımı yemez, bütüne kıymaz : İyi olmayanı beğenmez, iyi olanı da yapamaz.
Yellahçilik etmek : Yağcılık, yaltakçılık yapmak.
Yüreğini tüketmek : Çok yorulmak.
Yüzünü ağartmak : Bir işte başarılı olmak ve buna vesile olan insanın bundan gurur duyması.
Yüzünü eğmek : Surat asmak.
Yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmek : Uzun süre devam eden bir işi bitirmek; sonuca yaklaşmak.
Z
Zoppa Çekmek : Dayak atmak.
Zehir Zıkkım : Çok acı.
Zubunlanmış : Güzel giyinmiş.
Zumzuk koymak : Birisine kol ve dirsekle vurmak.
Zemzemle yıkanmış olmak: Birinin bir başkasından daha iyi olduğunu anlatılmak istendiğinde söylenir.
Zılgıt çalmak : Bütün Ortadoğu halklarında bulunan bir gelenek, kadınların bazen düğünlerde bazen de ölümlerde ağızlarıyla “li li “ sesi çıkarmaları.
Zıkkımın kökü : Çiçekleri zehirli , fakat alımlı ağaç gibi “ dışı süs , içi pis “ olanlar için denir.